Sunday, June 17, 2012

"rüyalarımızı kim kuruyor ve veriyor?"

rüyalar, ertesi gece insanı uyutmamaya teşvik edebilecek kadar etkileyici olmamalı .ya da en güzeli iyi ya da kötü hatırlamak istemiyorum onları.

biraz hayatta da böyle davranmaya başladım, bazı şeyler var iyi anları getirecek, ama arkasından az çok öngörebildiğim kötü anları da..hiç yaşanmasını tercih etmeye başladım sanki. bir düzene ulaşana kadar da sanırım böyle gitmek niyetindeyim, kaçırdığıma değer miydiler kafamda, arkalarda ama aralarda öne çıkarak.





işin daha da rahatsız eden yanı, sen birini rüyanda görürken ve için ezilirken, karşı tarafın da seni rüyasında ağlarken görmesi


belki de iyi hissedebilmek adına eskiler dinledim durdum, sonra zülfü livaneliye takıldım, küçüklüğün parçalarından yol eşlikçilerinden, kaset devrinden, hatta şarkıların ileri geri sarılma yetisinin edinilmediği devirden... cümle kurma yetisinin kaybedildiği bir saatten kendime bir not işte sadece, ikinci defa "niye gördüm ki" detirden bir rüyayı unutmamak adına..







biraz olsun, bir an önce olsun, azıcık iyileşsen?


No comments: