Friday, May 1, 2009

Battle of the Bands - CH vs TR

evet battle of the bands burda da varmış. üstelik jazz. anam dedim ev arkadaşıyla koştura koştura gittik.Pek koşturma değildi aslında,StuZ da idi. Burdaki canlı konserleri ve gelen insanların motivasyonunu (kibar olmaya çalışıyorum) bildiğimden ben oturup öncesinde sakin sakin yemeğimi yedim o da süslendi şık bi hippi oldu falan..
(yine süt taşmış,bi türlü süt ısıtmayı beceremiyorum..şu üç cümleyi yazmak ne kadar uzun sürmüş olabilir ki )
neyse gittik, Battle of the Polybands imiş kendisi. yine dikkatsizliğimin kurbanıyım...

neden derseniz.. stuz denen mekanda olması kıllandırmıyor değildi. ilki oranın stuz olması. yani ethnın öğrencilere ayırdığı parti mekanı. bizim lisenin tiyatro sahnesi kadar i sahne, yemekhanesinden daha küçük bi pist midir nedir alan, bar köşesi ;alt kat olan ABBsolut ta da bar lounge misali bi yer .. okul kulüpleri abuk sabuk partiler yapıyor burada (tanıtıcı yazı örneği:) ) abuk sabuk temaları oluyor ,genelde, sanırım en popülerleri bad taste, french kiss, erasmus, vs.. şu güne kadar burda adam gibi canlı grup bi iaestenin partisinde çalanları gördüm, ki onlarda arkadaş hatrına orda çaldılar. kalanları pek isviçreli'idi desem sanırım bi buradaki yabancılar anlar bu kavramı.. isviçreliliğe başka bi vakit değinmeli.

gittil bi stuza ,ben hala biraz olsun ümitliyim, tamam bizde de her grup herkesin hoşuna gitmeyebiliyor ama ne bileyim az da olsa benzer belkim dedim, umut dünyası işte.. öğrenci 5 tam 10 frank, salak ben kimliğimi bulamadım, neyse bu sefer kasmadılar. sebebini içeri girince anladık. içerde 20-30 kişi, sahneden mümkün mertebe uzakta, ve dahası sandayelerde oturuyorlar!
tekrardan bi flashback yapmak istiyorum. buraya ilk geldiğimde ,entel küntel ya burası, avrupa geneli hani.. neyse jazz barlarda birine gittik bi akşam, kapısını açtık bi sessizlik. kapılar açılaraktan ulaşılacak bir yer sandık ilerliyoruz konuşuyoruz meğersem şarkı arasıymış insanlar o kadar nezih ve sessizmişki bizim mal konuşmamızı duyuyorlarmış.. ve tabiki sandalyelerinde en nezih entel halleriyle oturuyorlar. ilerlemek istemedik zira herkes zaten bize dönmüş kınayıcı bakışlar atmıştı. montu çıkarıcaz çıkaramıyoruz "gürültü" oluyor, çıkıcaz çıkamıyoruz o da bir "gürültü" zira..
düne dönecek olursam, içeri girdik ve bunun o şapşal öğrenci mekanında nasıl olurunu gördük.. feci! sahnede şık giyinmiş polyband1 imiz gayet güzel şarkılar çalıyor, oynak jaz (bilemiyorum başka nasıl anlatsam) ve millet yerinde oturuyor. sonra çatlak ve ethdan olmayan ev arkadaşı beni de yanına katıp sahnenin en önünde yer buldu.(pek zor olmadı bunu bulmak..) ben şimdiye dek türlü şebek hallerde bu mekanda bölümden birilerine yakalandığım için ona dans konusunda eşlik etmesem de o takıldı öyle. hahah bu arada bu orkestranın şefi görünümünde olan bizim meb tarafından yetiştirildiğini düşündüğüm bi amcam vardı sahnedekileri feci azarlıyordu. ya da her ne yapıyorsa çok kaba yapıyordu bunu. solo yapan adama sus yeter şeklinde kızgın bir şekilde durdurma, ötekine zorla solo yaptırma falan gibi bi görüntüsü vardı, komikti. arada ekip kendi içinde gülümseyecek olursa kızma susturma falan.. ilginçti.. ama insanları dans etmeye en azından sahneye yakınlaşmaya teşvik etmesi güzeldi. hatta bi ara korkmayın sizi yemeyiz dedi. en şirin anıydı amcamın :)
sonra bu grup gitti yerine başkası geldi. ama hemen gelemedi önce tüüüüüüüm sahneyi sandalyeyle doldurdular. geride oturan tüm insanların bu yeni gruptan olup,sahnede bişeyler çalacağını düşündüm ben.. neyse bunların şefi de apayrı bi alemdi, siyah takım,ama çinde tshirt, zincir kolye, kalın tek küpe.. cool bir dj havası vardı abimde. diğer tiplerde böyle. ve onlar sahneye çıktığı anda bi anda salon da doldu. sanırım hepsi 3er arkadaşını çağırmıştı. isviçreliler dakik insanlar olduklarından da tam o grup başlamadan tüm seyircisi gelmişti. ama sanırım dans etmeleri müziğe uyum sağlamaları falan söylenmemişti, gelenler de bunu yapmadılar. daha ziyade arkadaşlarının olduğu tarafa geçip onlara el salladılar. onlar solo yapınca alkışladılar. tekrar el salladılar. gerçi bu gurup da gayet neşeli gözükmelerine rağmen bir kaç parça dışında gayet ağır parçalar çaldılar saat gecenin 12sinde, bünye bu ağırlığı kaldıramayıp eve dönüp huzurlu bi uyku çekti..

uzuuun uzun anlattım da demek istediğim bu türkiyede olsaydı başka olurdu, seyircinin önemini kavradım sahneye çıkmadan.

haha bu arada haftaya ben de stuzda bi parti düzenliyorum! :) Take Off!