Friday, May 31, 2013

#occupygezi #direngeziparkı

eli kolu bağlıymış gibi uzaktan seyreden?..

emek dünyası tv bulunduğu ortam hakkındaki yorumlarıyla güzel bir yayın yapıyordu ama demin yaralanmış yayını yapan, birisi devralsırsa http://www.ustream.tv/channel/emekdunyasitv

halk tv var mesela şimdilik izleyebildiğim http://www.canlitvizletv.com/2013/01/halk-tv-canl-izle.html

veya sürekli yayın halinde olan, daha doğrusu çoğunlukla diğer yayınları beraber aktaran, ayrıca ara ara diğer şehirlere de bağlanan ve hiç kesilmeyen (en azından ben her açtığımda bir şeyler yayınlanıyordu) naber medya var http://www.livestream.com/revoltistanbul

ayrıca süper görüntü kalitesiyle norveç kanalı.. http://www.vgtv.no/#!/video/65023/direkte-opptøyer-i-istanbul





naber medya?




pasif bir insanken isviçrede yaşadıklarım -bir yabancı olarak gördüğüm tavır- bunu değiştirmeye başladı, şu son kendimi bulduğum zamanlarda türkiyede olsaydım belki de zorla, yani yaşanan-yaşatılanların zoruyla aktivist olabilirmişim.

insanları siz susturmuştunuz, şimdi ses çıkarmalarına da yine siz ve tavırlarınız sebep oldunuz.


"medyada yok" mu yaşananlar, ne kadar zararsız ve bir o kadar farklı grupların şu anda taksimde ne yaptığını,nasıl protesto edip belki nasıl da durduk yere tartaklandığını görmek için bir de burdan naber medya: http://www.livestream.com/revoltistanbul

http://www.canlitvizletv.com/2013/01/halk-tv-canl-izle.html 

Thursday, May 30, 2013

insan zürichte de mi şansa yaşar...




insan ne ile yaşar bilemem ama kurşunla yaşayamaz. ve az daha durduk yere olay yaşamak vardı... bahnhofa arkadaşı bıraktıktan sonra langstrasseden mi eve dönsem bahnhofstrasse den mi derken güneşi görüp bahnhofstrasseyi seçmem sayesinde huzurla eve gelmiş bulundum...meğerse manyağın biri langstrassedeki şu enteresan partilerin falan yapıldığı hip mekanda millete kurşun yağdırmış, bissürü yaralı varmış adamsa kaçmış silahla.. polis peşinde, yollar falansa kapalı şimdilik.

çıkar detayı yakında
sağlık sigortamı ödemeyi daha fazla ertelemeyeyim bari.


böyle milleti yaralayarak falan mümkünse değil ama ama evet böyle devam et zürich, soğut beni kendinden yoksa aklım buralarda kalacak.



Sunday, May 26, 2013

la luna

gece depresiflenmeleri



bekle dedim gölgeye

Saturday, May 25, 2013

bekledim de gelmedin



gündüz 7-10, geceleri de 3-5 arasında sıklıkla yağmurlarla bunaltan "yaz" günleri geçmek bilmiyor yine..

"looking for the summer




Sunday, May 12, 2013

pourquoi cette pluie

bitmeyen yağmurlara, geçmeyen soğuklara, ve pek nadir kendini gösteren güneşe gelsin




o değil de, ne kadar az şey biliyormuşum ben gerçekten berberiler veya fas ve cezayirliler hakkında...

Saturday, May 11, 2013

barış olur mu herkes ölünce

belki de yağmurlu bir havada nihaband dinlerken haberler okunmamalı


Friday, May 10, 2013

kuşdili/kadıköy avm olmasın

her tarafı alışveriş merkeziyle rezidansla otoparkla (bir sonraki adımda yerine binakütlesi dikmek üzere) doldurun ki dışarda amman nefes almayalım




ki bence, yeterince avm var şu anda kadıköy ilçesi sınırlarında. içi anlamadığım şekilde insan da dolu tamam, ama bir tane daha zara'ya mangoya ne bileyim bilmem ne kebapçısına ihtiyaç var mı ki gerçekten boş alana ihtiyacımız olduğu kadar..

bir yandan da sürmekte olan 3. köprü, 3. havaalanı ve fantastik kanal projesi var... bazen şehir planlamacılığının bizim yetkimize bırakılmaması gerektiğine çok inanıyorum.



(kanal istanbul hakkında şöyle bir program yapmışlar http://video.cnnturk.com/2011/programlar/5/4/tarafsiz-bolge-27-04-2011) (gemilerden para almak nasıl oluyor da teklif edilebilir bir şey olamıyor hala anlamıyorlar?? )

Thursday, May 9, 2013

"Huzursuz etmeyecek ölçüde yaramaz, sempati duyulacak kadar çılgın, makul ölçüde deli sanatçılar"

sanatçı değilim, değiliz ama bir çoğumuz en fazla bu sempatiklikte birer insan olup çıktık.

sema kaygısız'ın konuşmasına rasladım, beğendim, yine kendimden rahatsızlık duydum, arayınca elimin altında olsun diye de buraya koyayım daha doğrusu link vereyim dedim: http://www.cafrande.org/?p=45158

Wednesday, May 8, 2013

bak yavrim bu züreyfa, bu geyik, bu da afrikalı

buraya geldiğimde ilk duyduğum "yok artık!?!!" konularından biriydi, 1800lerin sonunda basel'deki hayvanat bahçesinde hayvanların yanı sıra afrika'dan getirtme insanların da kafeslerde sergilendiği konusu... ara ara isviçre'ye saydırdığım zamanlarda "böyle böyle imiş zaten" diye başkalarına anlatsam da nedense şehir efsanesi olduğuna inanmıştım içten içe, ve hiç de araştırmak gelmemiş aklıma. benim için o kadar gerçek olamayacak bir fikir imiş sanırım bu haber, doğru mu ya diye sorgulamam için epey bi sıkılmış olmam gerekiyormuş (üzerine kitap bile yazılmış halbuki).
fakat amiyane tabirle:

doğruymuş ya la!!?!

resim "swiss national library"den, 1932



hala da aklım almıyor, hangi aklı evvel düşünüp de koydu o insanları kafese

meğerse 1879'la 1935 arasında (ki hayvanat bahçesi 1874'te açılıyor..) farklı kolonilerden (ve hatırladığım kadarıyla birer defa da rusya ve avustralya'dan) getirilen insanlar ile ilk önce kafeste sonra sonra ise hazırlanmış "köy"lerde "völkerschau" düzenleniyor... aslında niyet masumca (denebilir demek istiyorum ama kabullenemiyorum), diğerlerinin kültürünü, günlük yaşamını tanıtma.. ama bunu yapış şekli çook rahatsız edici.

sanırım bu trend(??) berlin'deki hayvanat bahçesi ile başlıyor, ya da benim aklımda öyle kalmış. ve yayılıyor, öyle ki gruplar turneye bile çıkıyor falan.. bu arada kışa alışık olmayan insanlar ölüyor.. fakat bir zaman sonra galiba almanyadaki rejim bu işi orada yasaklıyor, sonra isviçrede de bitiyor.. sadece alman kültürünü ya da isviçre'ninkini yerden yere vurmayalım, tüm avrupa (belki tüm dünya? -kendini az biraz güçlü görenin diğerini ezmekten de beter yaptığı canlılarız genellemeye vurunca) benzer şeyler yaptı; insanlar taşındı, sergilendi, çalıştırıldı...

sömürgecilik, kölelik, ırkçılık vb konular üzerine konuşurken verilebilecek, kişiyi insanlığından utandıracak örneklerden biri olsun bu insanbahçeleri/menschenzoo da.

1935?, http://www.raffdesign.ch/scolamundo/projekte/mensch/berichte.html

bu neresi bilmiyorum, ama http://riowang.blogspot.ch/2011/07/black-people-in-zoo.html daki yazıdan- ki tavsiye ederim-


Friday, May 3, 2013

International Student Conference / Japonya'ya mı gitsek?..

iyicene "bizim etkinlik" haline gelmeden artık başkalarının da haberi olmalı gitmeli katılmalı cıvırmalı gezmeli etmeli..

öğrenci ise..

adam gibi açıklayayım... japonya'da her sene 2 haftalık uluslararası öğrenci konferansı düzenleniyor. japon ve yabancı katılımcılar ilk haftayı "study tour" adı altında japon kültürünü tanıma amacıyla 5 şehire(kyoto,kobe, osaka, okayama, kyusyu) dağıtılıyorlar. her şehrin programı biraz farklı oluyor,ama özetle burada aile veya öğrenci evinde kalıp, ye iç gez çeşitli japon işi etkinliklere katıl kaynaş konuş gibi şeylerle geçirdikten sonra haftanın sonunda tüm katılımcılar tokyo'da buluşuyor ve etkinliğin esas konferans kısmı başlıyor. bu arada belirteyim, konferansın konuları dünyadaki sosyal sorunlar üzerine... katılımcılar daha önceden seçtikleri tartışma grubunda bu sorunları inceleyip bir çözüm önerisi getirmeye çalışıyorlar, ama bu "tartışma" kısmı genelde yarım gün oluyor, öğleden sonraları ya tartışma konusuyla alakalı bir teknik gezi ya da kültürel gezi falan olup, akşamları da japon işi eğlencelere akmak (=karaoke!!) şeklinde geçiyor.. ve tabi konuşma dili ingilizce, bilmem belirtmeye gerek var mı...

ben çok eğlendim, hiç aklıma gelmeyecek yerlerden çok güzel insanlarla tanıştım, kendimin de şaşırdığı bir şekilde hala iletişim halindeyiz, hatta üşenmediler avrupada bir yerlerde buldular beni ve daha da bi kıymetlendiler gözümde falan.. benden sonra bi kaç tanıdığım da katılıp benzer anılarla döndüler..  dolayısıyla isterim ki herkes bunları tecrübe etsin. ama, "ay ben balık sevmem suşi denemem yeşil çay mı tövbeler olsun, kahvaltıda ekmek peynir yemezsem ölürüm" kafasındaysanız avrupadaki etkinlikleri araştırın, yormayın kendinizi oralara kadar, ne size ne çocuklara işkence olsun zaten düzenleyenler 20 yaşların başındaki öğrenciler, profesyonel adamlar değil. ki işin eğlencesi de bence burada.. bu kafada değilseniz (sitelerinde de dedikleri gibi think as a world citizen), katılın anacım şuna. hem bak bu sene yabancılar için katılım ücretini de düşürmüşler. hatırlamıyorum önceden ne kadardı, ve hatta hesap etmedim de kaç liraya tekabül eder ama içinde yeme+içme+kalma+taşıma-ücretinin-çoğu dahil olunca kendiniz gitseniz eşek yükünle para vereceğiniz japonya için bence ucuz kalıyor.

japonları sevin sevdirin fahrikomitesi adına, 30 mayısa kadar şurdan başvurun canlar diyerek de bitiririm:
http://isc59.gonna.jp/index_EN.html

https://www.facebook.com/InternationalStudentConferenceByISA