Sunday, August 26, 2007

enez / ainos

sanırım tüm trakyanın (annemin teyzesi bu enez çıkmadan önce bilmem naparmışız köylerde der misal) artı bir kısım da marmaralının gittiği yunanistana gelmeden önceki son yer,edirnenin saros körfezindeki ilçesi.. öyleki şöyle bi turlarken merkezde dur şu meriçe de bi bakalım dediğinizde birden eli silahlı bi asker beliriveriyor "ilerleyemezsiniz" diye. zira meriçin öteki yanı, 2-3 metre ilerisi yunanistan olmakta.. böyle işte, karşıdan semadirek adası yandan yunan sınırı,beri yandan da benim ısrarla her seferinde deniz sandığım gala gölü sıkıştırmış bu yeri. bir de ara ara yunanistan, atıklarını sevgili egeye salmakta ve akıntılar da yunanistanın tüm bok püsürünü eneze vurdurmakta. böyle oldu mu da denize girmek yasaklanıyor.. ha yunanistan kıllık yapmasa bulgaristan su salıyor deniz derya oluyor gibi söylentiler de var.. eskiden daha güzeldi sanki buralar ya da küçüktüm eğlenirdim mütemadiyen bilemiyorum, daimi kalıcısı olmadığım için kısa süreli anılarım var burayla.

bu meriçtir galadır sağolsunlar etrafı bir sazlık bi bataklık cennetine dönüştürmüştür ve nerede sazlık orada sivrisinek akımından etkilenen tüm sivriler buraya dolmuştur.sadece gelseler neyse bir de iyice semiripş iyice yüzsüzleştiler, öyle ki kottur hırkadır dinlemeyip sokarlar da sokarlar.. ama tabi yine de bi uğranmalı günübirlik falan.. misal gittiniz mi enez kalesi vardır , tam bilmiyorum sallayacağım biraz ama milattan önce 3-4binlerden kalma sanırım burası. çok da sallamıyor olsam gerek ilyadada da homerosun bahsettiği bi yer enez.

kalenin dışında her yerde olduğu gibi burada da bir ayasofya kilisesi (her ayasofyanın başına gelen buna da gelmiştir ve bir dönem de cami de olmuştur), ara ara surlar,has yunus beyin (fetheden adam) türbesi var, ve altınkum sahili,


kale sağlam duruyor, kilise de arkeolojik kazı geçmişini pek bilmiyorum ama şöyle bir elden geçse güzel olabilecek, potansiyeli var. mozaikler var hafiften artık iyice silinmiş. gerçi ortada bir iskele var evam ediyor sanki birşeyler ama daha çok çingene çocukları bunu salıncak niyetine kullanıyor. hayır incelemeyeceklerse sökseler bari o iskeleyi, yoksa iniverecek bir çocuğun başına. yok o iskele inmezse manyağın teki tüm tavan ve duvarlara aşkını kazıyacak ziyan olacak ortalık..



neyse enez merkezi böyle bir yer. bir de son gidişimde keçilerin anadolu yediği efsanesinin gerçekliğini gördüm :) bunun sonu keçiler inekler tarafından yenmek olmasa da bu haldekini de hiç görmemiştim




enezden sultaniçe tarafına doğru gidildi mi (yunanistan tarafı değil de öteki tarafa), yeşillik ormaniçi toprak bir yola giriliyor. ortalarında süper bir yer var, adı sanı var mıdır bilmiyorum, yağmur suları sayesinde oluşmuş uçurumumsu bir yer. aşağıda dar sayılabilecek bir kumsalı var. enez bölgesinde en (belki tek?) sevdiğim yere burası galiba. vakıflar falan vardı ama doldu hep insanla oraları. gerek deniz gerek manzara süpper


















böyle bir yer işte bu enez de..




çin işi japon işi



bir de böyle bir eğlenceleri var japonların, karaoke dışında sokakta yapabilidikleri.. böyle maymun maymun resim çektirip sonrasında efenim yazıp çizip boyuyorsunuz bunlar(utandım maymun olanları koymadım). adını unuttum bunun. hani seyyar kabinler olur girip para atıp mal gibi çıktığınız 4lü 8li vesikalıklarınızı zırt diye anında alırsınız. ondan esasında sadece içi daha geniş, ve şapşal bi müziğimsi birşey çalıyor, jpopun biciyvv cıuvv jiuv lu garip birşey işte, neysem efenim parfa atıp tema belirliyorsunuz, yok okuldur barbie modellemeleridir veya başka bi tanesi.. bunu da seçtikten sonra ekranda şu pozu verin sandalyenin üstüne oturuyormuş gibi yapın ya da masanın arkasına geçtiiğinizi varsayın gibisinden yönlendirmeler çıkıyor, hayvan gibi kör edici (ama herkesi süper gösteren) flaşların ardından çıkıp fotolarınız süslüyorsunuz. yok şuraya bi kalp koyayım buraya maymun koyayım, bu köşeye de en sevgili arkadaşıma yazayım gibi hatıra defteri süslercesine süslüyosunuz fotonuzu.. aslında çok eğlenceli birşey, o müzik olmasa ve "şirinlik"te bu kadar abartılmasa (bunlar abartılmamışları) .. eğlendim itiraf ediyorum :)

a bir de sonra bu stickerlı fotoları cep telefonuna yapıştırmak gerekiyor tipik bir japon olabilmek adına :)






bu arada bostancı da mı yanıyor biri iki gündür mangal ateşini söndürmedi mi nedir yahu bu koku...

uzaklar, uzak duygular

içimde bişey var bu akşam
beyazlar karardı bir anda
siz orda benim çok dışımda
uzaklar çoğaldı bir anda
bir anda bir anda


ara ara, bu ara dilime dolanmış bir şarkıydı, pinhani olduğundandır herhal derken baktım sözler de uygunmuş.uzaklarım çoğaldı insanlar çoğaldı ben uzaklaştım, benim adıma sevinilirken onlara özendim...bir anda değildi, ama şimdi bi anda uzaklar çıkıverdi yine karşıma