Sunday, October 12, 2008

insanlar!..


.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.





"kendimle biraz yalnız kalmalıyım.."
.
.
.
.
".. ben de anlamamışım onları : ne onları, ne de onların beni nasıl anladığını görmemişim aslında. verdiğimle ilgilenmişim yalnız. ne kadar kolay bağışlıyorlar kusurlarımı : dolayısıyla kendilerini. neden birlikte yaşıyoruz? bir anlam aramamalı. anlam kadar insanın hayatını zehir eden bir kavram yoktur. insan akıllı bir görünüşle, en saçma sözleri bırakabilir çevresindeki insanların yarattığı boşluğa. çok fazla da üzülmüyordu. duyuların zayıflıyor mu oğlum turgut? içindeki o tarifsiz, kuvvetli duygu, başka duyguları körleştiriyor mu? insanlar! neden kaybolup gitmeme seyirci kalıyorsunuz? benden ne kötülük gördünüz? insanlar, duygusuz bir telaşla kaçışıyordu. çok zayıfladım insanlar! belki de kaçmak istediğim bir işe farkına varmadan sürüklüyorsunuz beni. oysa, ne kadar da korkuyordum beni tutmanızdan. ne kadar tutucu görünüyordunuz. ne hileleriniz vardı. ne kadar zayıf bağlarla bir arada tutuyormuşsunuz toplumu. benim ayrılmama seyirci kalmanız ne kadar dehşet verici. sonra, durum artık saklanamayacak bir şiddet kazanınca, şaşırmış görüneceksiniz. sahte bir şaşkınlık göstereceksiniz. sizi hesaba katıp yola çıkanları büyük hayal kırıklığına uğratıyorsunuz. ne diyeyim? siz beni tanımıyorsanız, ben de sizi hiç bilmiyorum. buna da üzülmüyorsunuz. daha beter olun? "