Thursday, November 26, 2009

the logical song

dünyanın çok büyük olduğunu sanardım
kültürlerin çok çok farklı olduğunu sanırdım
bu yüzden uzak ülkelerin insanları da başka başka olur derdim


küçükmüşüm o vakitler


*şarkı listem yönlendir beni ne diyim şuraya
-when i was young, it seemed that life was so wonderful,
a miracle, oh it was beautiful, magical.

*e tamam da..

Monday, November 23, 2009

ben şimdi burada, sen bir zamanlar orada...

sanırım burda sıfırdan bi çevre oluşturmak zorunda olduğum için ve yaş kemale yaklaştığı için bu insan ilişkileri konusunda falan daha dikkatli oluyorum. yani dikkatli derken 'şunu arkadaş seçsem mi' anlamında değil, olan biteni gözlemliyorum, sonuçta buradakilerin çoğuyla hayatım tekrar kesişecek mi emin değlim ve herkes o kadar başka hayatlardan gelmiş ki izlemek/gözlemlemek oldukça ilginç geliyor. gözlemledikçe de insan ilişkileri konusunda hiç bir şey yaşamamış olduğumu düşünüyorum bazen, bazense aslında ne kadar güzel ne kadar saf (naif? salak?mal? :) ) bir çevreden geldiğimi farkediyor ve kıymetini anlıyorum. istekleri birbirinin önüne geçmek olmayan, ortamın gözdesi olma isteği taşımayan, zevkleri beğenileri tamamen benzer olmasa da hayata karşı bakışı ortak olan, hırsına yenilmeyen, ufak pürüzleri sineye çekebilen, 'hep ben'ci olmayan,paylaşan birbirini kollayan insanlar oldu genelde etrafımda, en azından şöyşe diyebilirim bu insanlar bana yetiyordu, daha fazlasını ben istemedim hayatımda. ve ben bu ortamdan çıkıp şapşal gibi burada kalakaldım

......

sizin bu konuda ne düşündüğünüzü merak ediyorum aslında... ben sizden sonra bunları yaşadım, peki siz benden sonra kimlerle tanıştınız? (son 2-3 yıllık hayatınıza dair henüz hiçbirşey anlatmamış hep ertelemiş olduğunuzun farkındasınız değil mi? :) ) benim mi insanların bu yüzünü de öğrenmem gerekiyordu yoksa artık herkesin farklı bir yüzü mü var? içtenlik açıklık var mı yoksa herkes 'kendi'sinin peşinde bir telaşta mı? ........


sizi ara ara böyle dürtüyorum çünkü dürtmezsem sesiniz çıkmıyor, ve birinden uzun süre haber almamakla birinin hayatında gelip geçici olmak arasında fark olduğunu düşünmüyorum. bayramdan seyrana mutluluklar dilediğiniz ve yazdan yaza da görüştüğünüz, 'ah be dibapım neler oldu neler...anlatıcam hepsini konuşuruz sonra bilaare' kişisi olmak arkadaş olmak mı yoksa sadece eskiden sevmiş olduğun bir tanıdık olmak mı bilemiyorum çünkü..


*bu bir e-mail olacaktı, sonra özellikle gözünüze sokmak gereksiz geldi, yazmış da bulunduğum için bir iki kırpıp buraya koyayım dedim . ama ola ki okudun bana da bi çıtlasana okuduğunu :)

Tuesday, November 17, 2009

bahçelerde börülce kaynar gider oralarda bu isviçre

blog blog ben böyle eziyet görmedim!

medeniyet dedikleri,kafayı araştırmayla bozmuş bilim adamlarıyla meeeşur ilimiz isviçrede geçen kış 4 günlük sıcak su kesintisinden sonra şimdi de neredeyse bir haftadır internet kopuk.. ve kaldığım yerde yaklaşık 80 öğrenci var , her antin kuntin zımbırtıyı internet aracılığıyla kafamıza işleyen pırufezörler ehhehmn hocam akşam internet kesikti bahanesine bir kere inansa ikincisine inanmıyor.. yurdumuzdan edildiğimiz yetmemiş gibi şimdi de evimizden olduk okullarda ,ücretsiz internet bağlantısını ücretsiz veren köşelerde sürünüyoruz, birbirimize umutla akşam üstü mesajlar atıyoruz "evde misin?internet geldi mi?" ve tabiki cevap hayır hayır hayır...


öf ya o değilde internete bu kadar bağımlı olduğumu farketmemiştim hiç, bu gerçek ise daha da bi sinirimi bozdu. bildiğin yapamıyorum onsuz okul vakti. yazın salla gitsin olmasa da olur ama şimdi böyle oldu mu a kuzum, ha?



bak aklıma geldi tencere ve kettle ile bizi banyoya sokan zürih yetkililerine -kimse artık sorumlusu- bu boktan anıyı bize kazandırdıkları için buradan teşekkür ediyorum

oysa ki biz tencere üstünde televizyon izliyorduk, en azından sayelerinde mega boy tencere sehpalıktan asıl görevine bir adım daha yaklaştı, artık o bir popcorn tenceresi. bi daha da onla yıkanmayız heralde onca yağdan sonra.. breh breh