Monday, January 25, 2010

!


Pray to God I think of a nice thing to say
But I don't think I can
so fuck you anyway!



pazar yine burdalar, yine sınavım var,ayrıca ne bilet ne de karaborsadan alacak param var..
allahım noolur ilerde bişekilde isviçre hukuku karşıma çıksın, bu işkence bir işe yarasın!



çok içten "f*ck you anyway diye isyana gelesim ortalıkta bağırasım dolanasım var.
bunun dışında isviçrede yine kar var,
kaybedilenler dışında yeni birşey yok
kim demişti bunu?



fuck you anyway!


Sunday, January 17, 2010

dağinikliktan mi bu halim? durulmak artik zor...




"Her uyku bir iyileşme, aklileşme, sakinleşme, kabullenme,temizlenme, fıtrata sığma, bedene oturtma, fazlalıkları aldırma, değişme, devşirme, tükenme, günü bitirme, yenidenliğe geçiş; her başlangıç bir son, her son bir hatıra ve zamanın kifayetsiz tekrarı, nereye döneceğini bilemediğin bir yerde kendini bırakmışlık, birden fazla sen, yüzü bellisiz kalabalıklar ve tabiri kayıp rüyalar. akılda kalmış binlerce soru ve birikintinin ışığa kavuştuğu an ve her uyanışla beraber uykunun çürümeye yüz tutmuşluğu; unutkanlık, kavuştuğu an ve her uyanışla beraber uykunun yüz tutmuşluğu; unutkanlık, yok sayma, geçiştirme, umarsızlık...

her hatırlama bir uyanış, acı, bilginin kesif gerçekliği, akli denge; her uyanış yeniye alışamama, kanıksama sancıları, yeni sen, yeni ben, yüz yüze gelebilmenin kokuşmuş tekrarı. her uyanış uykuyu geri isteme sancısı sığınma, alışılagelme ve yok sayılma; gerçekle izafinin arasına sıkışmış adsız yolculuk, içinde ne taşıdığını bilemeyen yolcu, manasızlık, ehemmiyetin tartışırlığı, her şeyin aynıdanlığı, önemsizlik, gündeliğin kayganlığı, boş bir gün, boşluğun telaffuz fakirliği, anlam zenginliği... nefes!

her uyku tek gecelik ölüm, her gecelik ölümün tekrarı; rüyalarla gıyabına uzattığın hayat bağları, içselliğin, geçmişin, isteklerin, istemediklerin, nüksediş, yansıyış, şekil değiştiriş, zamanın yokluğu, boşluk, kesit kargaşası, rüya, hülya.."
http://www.jehanbarbur.com/

Friday, January 15, 2010

world on mute, so party silently

"Switzerland is my favorite place now, because it's so - nothing. There is absolutely nothing to do"
 



başkalarıyla da aynı düşünceleri paylaştığımı bilmek güzel :) gönül isterdi ki smoke on the waterın oluştuğu diyarlar başka başka olaydı...


şu zımbırtıdan bahsettim mi hiç? soft.. evet/belki/ kahretsin ki..
malum isviçreliler tedbirli insanlar. uyuşturucu kullanımı serbest olabilir ama kendilerine zarar verecek şeyler haşa yapmazlar sevmezler. netekim kulaklarını yok yere yormayı da sevmiyorlar. bir partiye bir konsere efendime söyleyim ses volümünün az biraz yüksek olduğu  ortama (onlara göre bir türke göre kesinlikle yüksek değil ses) girecek oldunuz mu gayet normal insanlar göreceksiniz. lakin bunlarla konuşmaya çalışıtınız mı sizin dediğinşz anlamayacak , üstüne üstlük ha?ne? nie didin? gibi tepkiler vereceklerdir. bağırmayınız bu insanlara, zira kulakları aha da bu aşağıdaki tıpayla tıkaçlanmıştır.
kütüphanede ders çalışırken orda burda falan takmalarını anladım da yani partiye müzikli ortama gidince niye anlamıyorum, sevmiyorum. zaten her allahın günü gitmiyorlar perşembe cuma ya da cumartesi .. bunun dışındaki günlerde bir isviçreliyi dışarı partiye dans etmeye öğrenci olsun olmasın çok çok zor. ( misal bir anı: günlerden bir gün pazartesi hot hot heat konseri olur, tugbadan başka kimse gelmez, ve mekan da bomboştur. istemeden en önden dinlemek bir konseri de ilginç oluyormuş. yok hayır şikayetçi değilim, hot hot heat tee nerelerden kalkıp bize bireysel konser vermiş, ne şikayeti :)  )


neyse efendim bu tıkaç... ilginç bişey işte.  barda böyle bi köşede illaki bi kutu bundan oluyor. mesela 2 parti düzenledim, ilkinde zaten çok yüksek desibellere çıkılmayacağı için gerek görmedim, ama talep vardı. ikincisinde ofiste bir kutu bundan vardı, dedim ofiste kimse kullanmıyor madem götür partiye, kalmadı nitekim. fosforlayan kulaklarla gecemize renk katan isviçreli üniversite öğrencilerine buradan sevgilerimi yolluyorum.

bi de bunu marketten 5 franka alabiliyorsun, yanında kutucuk da veriyorlar.. hatta daha pahalıları da var, renk renk desen desen, kalite kalite. bu kalite kısmını anlamıyorum. zaten buna para verene de ayrı şaşarım.


şaştığım diğer bir konu da "headphone party" . tamam bu sırf zürichte değil başka yerlerde de yapılıyor ama  kesin bi isvçireli akıl etmiştir diyorum ben bu "silent party" kavramını...
şimdi eth zürichin ana binasında bQm diye öğrenci barı var. güzel yer allah için buna bk atamıcam. severiz. ama evveli 12ye kadar açıkken (ne kadar doğru bu hikaye bilemiyorum) yakınlarda oturan papaz isyan etmiş aartık bu sevgili bqm de kanton zürih resmi limitleri dahilinde akşam 10a kadar açık. bi de mekan güzel, manzara ayrı bi güzel, fiyatlar şaane. neyse türkiye de olsa öğrenciler orda bar kapansa da takılırdı, burda yok o. geçen dönem birden ooouu parti olacak burada haberi geldi. şu şekilde parti. süper dj falan var, unuttum şimdi kimdi güzel bi isimdi, neyse herşey parti konseptinde, çadır madır... ammaaa... herkese birer kulaklık verilecek ve mğzik bu kulaklıklardan yayınlanacak... tamam daha güzel ses kalitesi ama çok bireysel bir eğlenme şekli dğeil mi? bana çok garip geldi. gidenler çok eğlenmiş sözde.

Wednesday, January 6, 2010

If I stay in this place where ..

..There is neither hope nor despair

The Hague/Cats on Fire

falan da filan.
öylesine..unutmayayım diye grubu

Tuesday, January 5, 2010

A lot of people like snow. I find it to be an unnecessary freezing of water.

Skiing consists of wearing $3,000 worth of clothes and equipment and driving 200 miles in the snow in order to stand around at a bar and drink
P. J. O'Rourke  
There's one good thing about snow, it makes your lawn look as nice as your neighbor's
clyde moore



ilkini de carl reiner demiş. hayır karla kafayı bozan bi ben değilim demek istedim sadece kanıtlarıyla



ha gethen ha bura zaten. kar da kar. olmadı soğuk.


*gethen.. kar ve buzun gezegeni... diye tanımlanır left hand of darkness da..