Tuesday, April 30, 2013

Friday, April 26, 2013

magic




güneşe kavuşmuşken içimi karartmak da nerden çıktıysa... ama yaşar usta dondurmasını özlemişim

Tuesday, April 23, 2013

e-vet_h!

eVeth
eVEthhh
evet
EVET

foNNNnnksijonunu

lineer ve exponensiyel seçeneklerde



allahım bitmiyor bitmiyor...


aslında yapacak okuyacak gidecek falan hiçbirşey olmasa kalmasa, sevebilirdim seni ses temizleme işlemi. çıp diye ses dalgasından görmek bozukluğu yoklukta bulmaca gibi, eğlenceli kısmen


a thon a thon y 4e: c_he:

hahah tey allaam gece gece eğlendiğim konuya bak. 

Monday, April 22, 2013

basiret vs deadline

basiretim tıkandı diyince affedilebilir, pinekledim diyince ise yerin dibine sokulabilir duruma geçiyor sanki insan. her ne denirse şu anki halime, iki gündür 2-3 saat uyuyorum (haftaiçini 5er saatle geçirmem ne büyük lüksmüş!) ve geceyi de uyanık geçirip sabah bavul yapıp yola düşmem lazım.

gelsin kahveler gitsin vitaminler, aptal kafam vesselam





Saturday, April 20, 2013

kişisel tarihime not

nisanın 20sinde kar mı yağarmış, ilahi zürich sen de...


Friday, April 19, 2013

fernweh



çırpınıp çırpınıp pek bir yere gidememeler...

(.gif şurdanmış:http://chickenshit.tumblr.com/)



ve şöyle de başka bir copy/paste:
There are 196 countries in the world to be seen, 6800 - 6900 languages to be learnt, an average of 179,160 flights per day and over 7.1 billion people to meet. It takes 40 hours to fly around the world, but it would only take you a split second to pack your stuff, change your future and forget the past.

di mi.. oturmaya mı geldik? 

yabangee/yabancı

hep yurtdışında yabancı olmaktan bahsetmeyeyim, türkiye'de yabancı olmak da binbir hikayeye gebe, ve onların gözünden istanbul ve türkiyedeki yaşam şurada ilerliyormuş:
http://yabangee.com "istanbul for expats by expats"

(bunun isviçre versiyonu da http://englishforum.ch/ )



ayrıca sözlü veya fiziki bir şekilde tacize mi uğradın neden sessiz kalasın http://istanbul.ihollaback.org/ ( ingilizce versiyonu : http://istanbul-en.ihollaback.org/ )



Monday, April 15, 2013

35 dakika 11 saniye...

evet gelmeyen bahardan sonra yaz için de sen gelmez oldun'larımızla arkasından ağlayacakmışız, bööögg beyler öyle buyurmuşlar.

böög beyimizi ufak görüp küçümsemeyin,fotoğraf bir gün öncesindeki
kinderumzug'dan. ertesi gün heybetini kazanıyor kendisi

Monday, April 8, 2013

up in the air, on the otherside of the world...


bazı insanlar çok güzel!

bazı insanları tanımak çok güzel!!

sonra düşünüyorsun ki, aslında insanlarla tanışmak zaman kaybı değil, keza onlar kötü falan da değiller. farkında değiller o'na veya bu'na fazla kaptırdıklarının. ya da yani bi şekilde dünyada seni ne rahatsız ediyorsa buluyorsun bir sebep o güzel insanlarlayken ve sayelerinde yukarı çıkıyorsun derin bir nefes alıp aralarına daha enerjik dönmek üzere..


uzaklık mı? dünyanın öteki tarafında olması mı? bir daha kim görüşür ki mi?...








ev

bir de, ne di'cem..

ev arkadaşı.
önemli bir şey kendisi. bir sürü kriter sayar herkes, ben de sayardım ve isviçredeki ilanlarda temizlik üzerine verilen vurguyu küçümserdim.

ve tabi: sen misin küçümseyen

ne önemliymiş arkadaş..kurtlanmaya ramak varmış

günlerden bir gün, ki o geçen gün, bakım görmemiş eski binamızın tıkanmalara doyamayan mutfak musluğu ve klozeti aynı anda tıkanır ve işlem önceliğini klozet kazanır. normal hikayeler bunlar... anomali ağzına kadar dolu klozeti açma teşebbüslerinde kullandığımız pompayı iki dakika sonra yıkanmamış olarak temiz bulaşıkların yanında mutfakta bulunca başladı ama tuvaletin durumundan dolayı lan!?!? dan öte bir tepki çıkamadı bünyeden. bugün de banyodaki musluğun yanına aldığım sabunu kaç gündür mutfakta unuttuğumuzdan bahsediyordum ki "-muz mu?" gibi bi cevap aldım. meğerse bir senedir hiç kullanmamış, o şeyi de duş jeli sanmış.. sahi geçen gün okumuşmuş, insan elinde çok mikrop olurmuş, daha sık mı yıkamaya başlasınmış.. bir insan dünya şekeri de olsa lisans ve yüksek lisansı bölümdeki tek kız olarak okuyunca x'lerinden birini yitiriyor galiba gerçekten?

öyle.. vapurlar falan



ve alakasızından: woodkid'in albümü çıkmış? spotify, olmasan haberim olmayacak

ters okyanus

bunu izleyesim var epey bir süredir, ve bu 'epey'den kelli bitecek diye korkum.. lakin zamanlama önemli bir şey tabi istekler konusunda

ben var o yok o var ben yok... tekrarlaya tekrarlaya overlokta buluşuruz belki

ters okyanus 2 from ciplak ayaklar kumpanyasi on Vimeo.

gevende ile yapmışlar son gösterimlerden birini, pek şahane olmuştur muhtemelen


"mehmet barışı seviyor" için bir ara isviçre'ye gelmişlerdi, onu da kaçırdıydım arkadaş geç kalmasından.. (m, geç kalmadığım zamanlar var imiş!)



09/4 eklemesi: ters okyanus ihtimali için şimdilik erken olsa da meğerse engin-ar yayınlanmış vimeo'da : http://vimeo.com/19650344

Friday, April 5, 2013

van kahvaltısı

"hiç unutmam hiç unutmam hiç unutmam
çünkü hiç unutmam hiç unutmam hiç unutmayın"

haber de evrensel.net'ten (devamı: http://evrensel.net/news.php?id=48038 )

"İstanbul Feminist Kolektif, Kadınlarla Dayanışma Vakfı (KADAV), TEPAV ve Psikiyatr Cem Taylan Erdem’in katkılarıyla yapılan araştırmada 24 köyde 720 kadına ulaşıldı. Kadınlarla birlikte filmler izlendi, söyleşiler yapıldı. Sonuçlar çarpıcı bir biçimde Van’daki insanların yaşam mücadelesini ortaya koyuyor.
Raporda ifade edilenlere göre,
-Köylerden sadece birinde kanalizasyon sistemi var, su yok. Temizlik ve bakım yapılamıyor.
-Rapora göre Van’da sadece 3 köyde sağlık ocağı var,  bunların içinde de yalnız Alaköy sağlık ocağı tam hizmet veriyor.
-İlaç temin edilemiyor.
-Kadınlar sürekli düşük yapıyor ve doğum kontrol yöntemlerinden habersizler.
-Kız çocukları okula gönderilmiyor.
-Ulaşım ciddi bir sorun teşkil ediyor.
-Kadınların eskiden köylerindeki sağlık ocaklarında doktor, ebe ve hemşirelere aile içi şiddeti anlatabiliyorlardı. Ama aile hekimliği uygulamasından sonra bunu yapamaz oldular...
-Erken yaşta evlilikler çok yaygın olduğu için yeni evlenen genç kadınlarda düşük oranı çok yüksek.
-Doktorlara duyulan güvensizlik had safhada. Kadınlara hastanelerde kötü muamele uygulanması kadınları hastanelerden hizmet alma konusunda isteksiz kılıyor.
-Deprem dolayısıyla kadınların ekmek pişirdiği tandırlarda kırılma ve çatlamalar oluşmuş, Van Valiliği ve Hayata Destek Derneği zarar gören tandırları kısmen onarmış veya yeniden yapmış. Ancak artçı depremler ile yine zarar gören tandırlarda ekmek yapan kadınlarda toz ve dumandan dolayı üst solunum yolları hastalıkları ciddi oranda baş gösteriyor.
...
-Kadınlar gebelik testi edinemiyor, korunma yöntemlerini bilmiyorlar.
-Kadınların hamilelik süreci çok ağır geçiyor.
-Kadın ve çocuk ölümlerinin arkası kesilemiyor.
-Doğumlar genelde evde oluyor. Kadınlar doktorlara kendini ifade edemiyor.
-Kadınlar için cinsellik ve regl adeta bir tabu. Örneğin; regl ve kadınların günlük akıntılarının hastalık olduğunu veya reglin kadınlara Allah’ın verdiği bir ceza olduğunu düşünenler var.
-Hastaneler köyden gelenlerin tahlil randevularına öncelik vermiyor. Muayene olmak, tahlil yaptırmak ve tahlil sonuçlarını almak için kadınlar günlerce şehir merkezine gidip gelmek zorunda bırakılıyor. Kadınlar ilaç temininde zorlanıyor. Kadınlarda meme kanseri çok yaygın görülüyor."


 van kahvaltısından bahsederken bi de van hatırlansa arada derede niyetine

cee cuppaa cuppa cuba

bugün evden çıkasım yok,telefonu açasım yok, rakımız var içesim yok, acelem var koşasım yok



giderek ayselgürelleşmek




hep ütopyalar yüzünden bunlar... güzeldir

Monday, April 1, 2013

sanki, uçtuğumu resmedip,

sen balık değilsin ki




çıksam mı ki o vakit?

nasıllı, muallaklı muammalı