Friday, October 28, 2011

hayatımda ne yüce yerin varmış leo


site çökene ya da her sorunu varsa açılmayana kadar farketmemiş idim; meğerse ben leosuz yaşayamıyormuşum. hayır türkçeden almancaya çeviri olmuyor, karşılamıyor anlamını. ya da ben iyi bir türkçe -almanca online sözlük bilmiyorum böyle basit çeviri verenleri ile uğraşıyorum.

neyse bu leo dedikleri almancadan ingilizceye-fransızcaya-italyancaya- rusça ve çinceye çeviri yapan şahane bir sözlük, bir o kadar da süper tercüme yardım forumu. beni ilgilendiren kısmı ise tabiki de alamanca olanıydı dict.leo.org . özellikle isviçre hukuku dersinde hayat kurtarıcı olmuştu, kelimelerin bırak almancasını türkçesini bile bilzmez iken orada yapılan yorumlar biraz da ingilizce tercümenin yönlendirmesiyle olayı anlar olmuştum.

leooo, özledim seni niye açılmıyorsun a kuzum?

Monday, October 24, 2011

deprem bölgesinde tanıdığınız varsa

... veya birine ulaştıysanız şuraya bilgisini girmek faydalı bişey. insanlar çok ne olduğunu şimdilik çözememiş gibi. birinci dereceden yakınlarıma ulaşamamış olunsaydı başlarım internetine guugılına diyip muhtemelen ben soluğu vanda alabilirdim ama şükür ki iyiler.
nedir bu google kişi bulucu dedikleri... mesela bir tanıdığınızı arıyorsanız birisini arıyorum a tıklayıp ismini ve varsa detaylarını girebilirsiniz. birisi birşey duyduysa haber alabilirsiniz.
keza birinden haber aldınız "birisi hakkında bilgiye sahibim"e tıklayıp nereden ne tür bir bilgi edindiniz yazabilirsiniz.



hiç yoktan iyidir. bir şeydir.
depremden zarar görenler, bugün yağmura yarın kara maruz kalacak olanlar "insan" ve türkiye öyle bir konumdaki bu olay onun değil senin başına da gelmiş olabilirdi. o'ndan zerre farkın yok azıcık şanslı olman dışında...

.

insan insan / fazıl say

belki de değiliz insan?







facebook ve internetteki yorumları gördükçe daha da korktum gelecekten




http://yalnizdegilsinvan.wordpress.com/2011/10/23/bagislar-icin-hesap-nolari/ 'ndan: 

AKUT: 2930′a AKUT yazan bir SMS mesaj ile AKUT’a 5TL katkıda bulunabilirsiniz.
KIZILAY: 2868′e boş bir SMS atarak Kizilay’a 5TL bagista bulunabilirsiniz


ve yurt dışından bağış yapmak için :  http://secure.kizilay.org.tr/

ve sadece meraktan.... akut un önemi anlaşılıyor mu acaba? onlar aynı zamanda öncü olmadılar mı diğer kurtarma ekiplerinin oluşturulmasına?
https://twitter.com/#!/AKUT_Dernegi

.

Sunday, October 23, 2011

isviçredeki türk dernekleri

daha doğrusu öğrenci dernekleri... tüm türk dernekleri dedim mi sonsuz bir liste oluşur heralde, bi ton türk var ne de olsa.. şunlular buralılar dernekleri, cemaatçiler, vatanperverler, adaptasyon kolaylaştırıcılar falan filan...
öğrenci işi blog zaten bu, dolayısıyla diğerleri es geçiyorum ve birbirlerinden farkını zerre anlamadığım örnekleri veriyorum


bunun ismini sevdi idim ben , şık bi açılış yapıp (eth da bi kaç politikacı mı birileri çapırp integrasyon üzerine bi etkinlik aklımda kalmış) bi daha da ses çıkmadı sanırım
web:
facebook: https://www.facebook.com/pages/Turquisse/57032379612?sk=wall
amaç filan: (copy/paste)
Turquisse'in ana amaci Isviçrede yetisen genç Türkleri ve onlarin ailelerini egitimdeki seçenekleri üzerine bilgilendirmek ve egitimlerinde destek olmaktir. Bunun yanisira aileleri Isviçredeki finans, saglik ve yasam gibi genel konular üzerine bilgilendirip bu ülkedeki uyumlarini kolaylastirip sorunlara engel olmaktir.
Bu amaçlar seminerler, geziler, workshoplar, bilgi transferi ve özel dersler sayesinde gerçeklestirilmeye çalisilacaktir.
Vizyonumuz gençlerimizin kapasitesinin el verdigi kadar en yüksek hedeflerine kosmalari ve toplumumuzu örnek bir sekilde temsil etmeleridir.
Turquisse gönüllülerin sayesinde gerçeklesitirilen bir projedir.
Turquisse fransizcadan gelen Turquie ve Suisse kelimelerin birlesiminde olusmustur ve ayni anda turkuaz renginin almanca telaffuzudur




bunlar da sanırım bQm de haftalık öğrenci buluşmasını düzenleyenler. artık yemek düzenliyorlar galiba. yani en azından bana bi tek yemek davetleri geliyor, gidemiyorum o ayrı :)
facebook daha faideli sanki web adresinden
https://www.facebook.com/ogrenci.ch




vakti zamanında (1912) kurulmuş sonra ne olmuş ne bitmiş bilinmez (ben bilmem,bilen bilir kim bilir) ve şimdilerde yeniden canlanmış bir dernek. arkasına büyükelçiliğin desteğini almış gibi duruyor böyle uaktan bakınca, öte yandan elçiliğin en azından iki sene öncesine kadar oldukça hızlı artmakta olan öğrenci sayısından olan bitenden pek de haberi yokmuş gibi duruyordu, sanki ağzı laf yapan biri gelse anlatsa adam gibi fikrini şuyu buyu destek alırmış izlenimi vardı bende. neyse kişisel fikri geçeyim bilmiyorum ne de olsa olan biteni ne yapmak istediklerini aktif olanlar bunlar.. umarım dinamiğini de kaybetmezler. yurt dışına gidip paso türklerle takılmak değil ama arada uğrayabileceğin, ya da destek/bilgi alabileceğin bir yer olması, ya da hak aramak adına falan bir yerin olması faydalı.
https://www.facebook.com/groups/turquia1912/
http://turquia1912.org



bi kaç tane daha gözüme çarpmıştı ama tez için yarına bişeyler yetiştirmem lazım. şimdilk yetsin bu üçü

bunların ahricinde, başta bahsettiğim gani gani derneklerin bir kısmına şuradan ulaşılabilir: 

şunun da ismine tav oldum  :)   http://www.staj.ch/  (Schweizerisch-Türkische Anwalts- und Juristenvereinigung/ isviçre türk avukatlar ve hukukçular derneği)

dernekler vs den hevesini almış, umudunu yitirmiş bir insan olarak evet pek ilgili değilim, gözüme çarpıyor sadece. esas üye olmak istediğim ama açık saatlerine bir türlü denk gelemediğim, internetten gördüğüm kadarıyla sağlam kitap arşivi olan zürihteki şu kütüphane var: 

üye olmayı başarabilirsem ileride yorum yaparım ...

kütüphaneleri sevin&sevdirin grubu adına :)

Thursday, October 20, 2011

demirhan baylan





çıktı mı? çıkacak mı?

asri gurbet




her yerdeyiz, o kadar çokuz ki çoğu zaman ilginç projelerin/işlerin içinden çıkınca şaşırmıyorum artık..

ama yok, bu o konuda bir kritik değil. neydi o komedyenin adı diye aranırken yine youtubeda rasladığım bir video. almanyada doğup büyümüş yaşamış ünlü olmuş bülent ceylan kaya yanar gibi isimler isviçrede bile stadyum doldurabiliyorsa sevsen de sevmesen de başarısını kabul etmeli, di mi? geçen hafta gayet ciddi geçmekte olan bir leadership dersinde kaya yanarın videosunun hem ortamı şenlendirmek hem de kültür farklılığını teoriyi açklamak için izletilmesi, dersteki 65-70 kişinin de videoyu izlerken kopması bence o kişinin işi çözdüğünü gösterir.

ha bu üstteki videodaki çoğu kişiyi tanımıyorum, bu da benim cahilliğim olsun





oy beni beni, belalı beni
gencecik yaşımda,yandırdı beni

Wednesday, October 19, 2011

6 billion Others

Leaving one's country...




şükrediyorum bu durumda olmadığıma, şikayetçi de olsam sonuçta sığınbileceğim yerin hatta koşa koşa gittiğim yerlerin büyüdüğüm yerler olmasına...

what did you say?...are you ahead of time?




soğuk ve karanlık havanın yaratıcılık üzerine etkileri incelenmiş mi acaba?

son günleri özetleyen bir şarkı ve klip benim açımdan..
kış, yağmur, %99 kızgınlık, ve niceleri...




i'm as mad as hell and i'm not going to take this anymore

bunun kurgu olduğunu biliyorum ama yine de içimde bir "akşamları ışık açıp kapama falan gibi sessiz eylemcikler yerine ses çıkarsa idik bir işe yarar mıydı" pişmanlığı...

"devletten beklemek"... "birinden bir şey yapmasını beklemek" gibi boşuna bekleyişlerden. anlamıyoruz ne yazık ki.
beklemek... sen vazgeçene kadar veya karşı taraf bir harekette bulunana kadar süren bir davranış, bir çözümsüzlük hali.
niye sorunlarının çözümünü devletten bekliyorsun, devlet dediğin bir çoğu kendi derdine düşmüş kişilerden oluşmuyor mu?ya da sıfatları alınınca senden benden farkı kalmayan kişilerden? her zaman desteklemesem de protesto edene sempatim var susup beklemek yerine dikkati çekmeye çalıştıkları için en azından.

ha böyle diyorum ama ben de sessiz sürüdenim aslında, aralarında belki tek farkım bir bekleyişim yok.



****
20 ekim...
yeni post açmaya gerek yok.gözüme çarpmışken eklemek istedim. bizde hayvani vergi artışı üstüne denk gelen terör saldırıları, onlarda da batmak üzere olan ülkenin faturayı halktan çıkarmaya çalışma çabası ve akabinde gelen geniş katılımlı 48 saatlik grev...
yunanlılarla biriz çok benziyoruz deriz, gerek oradayken denk geldiğim eylemlerin gerçekleşme şekli, gerek isviçredeki yunanlıların orada birşey yanlış gittiğinde burada tepki verebilmeleri olsun...gördüğüm kadarıyla farklıyız.
yürüyorlar, karşı çıkıyorlar, belki arada taşkınlık oluyor belki tamamen haklı değiller ama insan olduklarını da göstermeye çalışıyorlar
http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2011/10/111019_athens_greecestrike.shtml


bizde de yavaş yavaş değişiyor sanki? basına yansımıyor o ayrı...

Tuesday, October 18, 2011

"will take you with me to those places"




öyle bir amacı olsun istemiştim blogun.. kısmet değilmiş diyip kaderci yaklaşıma sığınmak istiyorum izninizle


.

en azından gördüklerimin hayatımda bıraktıkları uçup gitmeyecek.. unutkan insana yazmanın katkıları, di mi kuzum?

Monday, October 17, 2011

bugün...

..daha farklı geçebilirdi, daha farklı sözler söylenebilirdi, ama o nokta geçildi bir kere ve elde kalanlar aslında formalite ne yazık ki.
gerçekten yazık...







*resim bir yerlerden kaydedilmiş, kim bilir nereden

buraları...


bazen cennet, bazen bataklık...

mesela okulun arkasındaki şu gölet... bazen böyle huzur saçıyor etrafına, bazen ise yanından geçerken kapıverecekmiş hissi bürüyor insanı..isviçre gibi.

insanların kararları anılarla paralel di mi? o kadar çabaya rağmen sağ taraf hala -az da olsa- ağır çekiyor burada... ve ilginç olan diğer bir konu da, insana kendini sorgulatıyor burası.. özellikle bu ara üst üste denk geldi, çoğu insanın kendine güveni gitti, kendini sorgular oldular -olduk- nerede hata yapıldı diye.

hata mı yapıyoruz gerçekten hayatı yaşarken yoksa onların hayatı yaşayışları mı yanlış olan?

yapılan çoğu harekette olduğu gibi, bunun da cevabı sonra, -di li geçmiş zaman olarak gelecek..

Monday, October 3, 2011

surströmming

bu arkadaşın yanına belli mesafeden fazla yaklaşamadığım için bir fotoğrafı yok elimde, o yüzden böyle google resimleri. olur da siz de bir gün kendisine raslarsanız kaçın derim. üretim amacının ne olduğunu tam çözemesem de muhtemel bir işkence yöntemi, eşek şakası, ya da cesaret&mide gösterisi dışında başka bir olası kullanımı benim aklıma gelmiyor..
tamam nimetle oyun olmaz falan ama kesin isveçliler ilkokul sıralarında osuruk bombası değil bu surströmming i kullanıyorlardı.. konserveyi herhangi bir mesafeden açman yeterli, anında öğrenciler imha olur heralde...




hayır böyle ölü balık gibi görünümle tipten de kazanmıyor olsa.. çürümüş ringa balığı ya da ekşimiş tırsi... her türlü çevirisi ürünü sempatik yapmıyor malesef ki...




karşılaşma anında olası en uzak köşeye kaçın özetle,ya da mesela herkesi masa etrafına toplayıp, bunu açıp, sonuna kadar bu kokuya dayanana hatta üstüne balığı da yerse doktora götürün, normal bi insan değildir.


.