Monday, April 5, 2010

günlük tadında isviçre

çok günlük gibi oldu şu blog iyiden iyiye. benim canım sıkıldıkça olan biteni herkese ayrı ayrı anlatmak yerine tek bir yerden seslenmek kolayıma geldi sanırım. ama şimdi bakınca sevmedim bu durumu, böyle başlamamıştım, bu hala gelsin istememiştim. ama kafam karışık şu son zamanda gördüğüm şeyleri bile yazmaya kalkınca toparlayamıyorum. sanki hiçbirşey görmemişim gibi.
geldiğim noktada sevmediğim diğer bir konuda hep şikayette bulunmam. oysa o kadar da kötü bir yer değil isviçre. benim açımdan yanlış zamanda bulunmak zorunda olduğum bir yer olması biraz çekilmez yaptı sanırım.

son bi kişisel noktaya değinmek istiyorum yanlız: 2010 dünya basketbol şampiyonası gönüllülük başvuruları diye birşeyden bugün haberim olduğu için çok çok ,anlatamayacağım kadar çok pişmanım. uzakta olmak normalde takip ettiğin konulardan da uzaklaşmana neden olabiliyormuş. of ki ne off.. bilet de alamıyorum zaten sinir oldum. onu da kaçırmışım. en son sınavlardan önce bakmıştım ne alemde bu olay diye, sonra tehheeeyy dünyam sersem oldu zaten o vakitten sonra. şimdi rahatlayınca tekrar aklıma geldi fakat çok geç kalmışım... 

neyse, maddelerle isviçre dersek eğer:
  • çok para kazanılıyor burada!
yabancıların burada esas kalma sebebi de bu sanki. mesela yeni mezun mühendis 6bin frankla başlıyor, phdlere 3000 frank veriliyor (en azından ethz de böyle). öğrenci okulda çalışırsa aldığı min. ücret saati22 frank, genelde min ücret 20 frank, el ilanı dağıtırsan saat bası 25 frank (bir kere 30 frank denk geldi bana), gibi.. tüm avrupa ve dünya vatandaşları için oldukça cazip ücretlendirmeleri var. vergi almanyadaki kadar yüksek değil. özellikle almanlar yabancı çalışanların çoğunluğunu oluşturuyorlar ve dolayısıyla da isviçreliler tarafından sevilmiyorlar. ama sırf bu değil almanların bu ülkede sevilmeme nedenleri. isviçrelilerle aksanları nedeniyle çok dalga geçiyorlar ya da küçümsüyorlar. isviçreliler de bu duruma haliyle sinir oluyor. hem sen gel benim ülkeme deli gibi para kazan, hem de beni küçümse. bana yapsalar ben de sinir olurdum.

  • heidiii, heiiiidi, deine welt sind die beeeergen!
evet, adamların yatıp kalkıp düşündüğü tek şey dağ spor macera.. denizde güneşin altında malak gibi yatmayı seven insan olarak ben biraz garipsiyorum adamlardaki bu durup dinlenmeden spor yapma olayını. ama içten içe de onlar gibi olmayı istiyorum, itiraf edeyim.
misal anlattım mi bilmiyorum, bir ara welness weekend düzenlendi kış vakti. yani bana göre kış, onlara göre sonbahar. ben sandım ki welness, gideceğiz hep beraber sauna kaplıca falan böyle relax duruma geçilecek.. olay o değilmiş tabi, akşam buluşuluyor, bir yerlerde tanışma ısınma babında bişeyler içiliyor, sonra hayde babam dağın tepesine gece vakti tırman. tamam gerçi hard hiking değil, kolaycasından. ama bu kolayca isviçreliye göre kolayca ,ayrıca gece vakti hiçbir orman kolay yürüyüş parkuru değildir benim gözümde. sabah kahvaltı sonrası kaplıcalara geliniyor sızmayanlar kaplıca nimetlerinden faydalanıyor, sonra yine sportif bişeyler vardı da unuttum..
demin anlamıyorum dedim de esasında öyle değil, anlıyorum. isviçrenin en büyük şehri zürih. ve istanbuldan ankaradan ya da avrupadaki diğer büyük şehirlerden gelenler için dayanılmaz derecede küçük bu enbüyükşehir. ve köyüne gitmeyi geçtim diğer orta veya küçük boydaki şehirlerinde hayat yok. sağından solundan böyle duvar gibi bi dağ tepe yükseliyor genelde. aktivite olarak da dağı kullanıyor adamlar. isviçreyi isviçreliliği anlayınca normal geliyor yaptıkları. hep benim hayatım mükemmel, kültürüm şahane diye diretmenin anlamı yok, yeni yer yeni kültür değişik hayatlar vs..

  • bi kilo elma ile bir ananas aynı fiyata
her şey ithal, ithal olmayan ürünlerde ise acayip bir isviçrelilik damgası var ithal üründen daha pahalı oluyorlar genelde. hele anlamadığım derecede isviçre yumurtasını almanya yumurtasının iki katına satıyorlar. teorim var ama kesinliğinden emin değilimi yeterince sallamasyon şey yazıyorum zaten şuraya.
ama egzotik yemekler yapmak için marketleri şahane kaynaklar. seviyorum ,türkiyede egzotik antik kuntik gıda zor bulunuyor, çok pahalı oluyor.
wasabili fıstıkların hayranıyım :)

  • spatbilette
otobüs denen şey yok şehirler arası ulaşım için, otostop ise işe yaramıyor yani en azından deneyip de başarıya ulaşan henüz duymadım. avrupanın diğer ülkelerindeki kadar işe yaramıyor diyeyim en azından.
isviçrelilerin mükemmelliyetçiliği sayesinde tabiki tren sistemleri de bir güzel işliyor, eğer tren geç kalıyorsa kesin italyadan geliyordur şeklinde bir geyikleri var. ama cidden eğer ülkelerarası tren geç kalıyorsa sebebinin isviçre kaynaklı olduğunu henüz görmedim. italyan tarafından gelip alman tarafına sizi götürecek bir tren bekliyorsanız ve o tren geç kaldıysa sorunun italyadan kaynaklandığına emin olabilirsiniz. o trenlerin daha zamanında geldiğine raslamadım ben.
sparbilette ise sbb'de satılan indirimli tren biletleri. yoğunluğun fazla olmadığı saatlerde tren biletlerini gayet ucuza satıyorlar. bir de eğer günü birlik zürihten cenevreye ya da lugano falan gitmek isterseniz günlük kart alın çok daha ucuza geliyor.

-halbtax
-gleis 7
-GA
-aylık

  • bir isviçre ayağı, iki isviçre kolu...

haha bunu yeni öğrendim. bizdeki bir akçe iki ölçü beş adım gibi eski ölçü birimlerinin değişik versiyonları tabiki isviçrelilerde de varmış



  • zürisacke, çöpler, geridönüşüm, olala..
 
  • coop & migros , aldi ve diğerleri
 
  • galiba her temmuz istisnasız yağışlı geçiyor. kısa süreli gelmeye niyetlenirseniz en azından temmuz başı- ortası gibi uğramamaya çalışın. ağustos güzel ama göle falan girliyor, limmat kenarında güneşleniliyor. o zaman sevesim geliyor zürihi ama o vakit de sınavlar oluyor beni hayattan uzaklaştırıyor
 
  • üniversite öğrencisiysen şahane spor imkanları var, sömürmeli

  • ayrıca zürihte uzun süreli kalıyorsan pestallozzi bibliothek e gidip üye olunmalı, öğrenci olarak üye olmak oldukça ucuz, tamını bilmiyorum, ve film/müzik/kitap arşivi şahane. gerçi popüler kitap,roman tarzı şeyleri ben pek beğenmedim ama faideli şeyler gani gani. seviyorum kendisini, ve şu an hatırladım ki sağlam borç yaptım oraya! oo şit


şimdilik bunlar aklıma geldi. boşlukları sonra doldururum... bir mart sonu fotoğrafıyla da bitireyim, içim sıkıldı kar görmekten, gel artık yaz..