Friday, November 18, 2011

my way?



aslında sözlere bakınca yeni ergen şarkısı olma potansiyeli var, ama dönüyor kafamda... kırağı ile güne başlayıp, şiddetli bir sisin içinden geçip sonunda -5 saat sonra- güneşe ulaşmak huzur veriyor insana ve gizliden de sakin bir isyan. şarkıdaki gibi





bütçe kısıtlamasına gitmeye çalışıyorum ama ne kadar çabalarsam çabalayım bi işe yaramayacakmış gibi, zira kafadan 900frank sabit ödemeler var aylık (isviçreye geleceklere sevgilerimle)

genel pahalılığı geçersek, isviçrede sinir olduğun bir konu da şu tren ücretlendirmeleri. zürihten okula -aynı kanton içinde- aylık abonman almak 198 frank. tüm ülke içindeki her toplu taşıma vasıtasını kapsayan GA ise aylık 250 frank.. (yıllık alırsan 220.-) her gün okula bilet almak ise günlüğü 20den pekçok frank... bisiklet almak 150-200 frank falan (ikinci el) lakin kış günü 2/2 toplam 4saat pedallama sonucu gelecek hastane parası belirsiz.





****

sitelere, sosyal ağlara bakınıyordum da kalp kalbe karşıymış time la ortak kelimeler kullanmışız :P ya da my way, your way, his/her way vaktiymiş vakit

erdoğan's way.. kapak biraz şaka kıvamında olsa da ("pro-islamic, .... secular, democratic, western-friendly " diyerek) yazı aslında o kadar şaka gibi değil. erdoğan, arap ülkeleri tarafından kendisinin algılanışı ve türkiye konularını fena toparlamamış aslında. adamı kapak yaptılar diye erdoğan'ı pohpohlayıcı bir yazı olduğu iması çıkmış sanırım, yorumları okuduğum - gördüğüm kadarıyla. siz de bu fikirdeyseniz, veya hiç olmadı avrupada ve islam ülkelerinde demokrat, sosyalist, ya da açık fikirli falan geçinenlerin erdoğan hakkındaki düşüncelerini özet olarak öğrenmek isterseniz okumazını tavsiye ederim:
http://www.time.com/time/magazine/article/0,9171,2099674,00.html
(hatta benim gördüğüm kadarıyla avrupada yaşayan modern arapların erdoğan'ı nasıl nasıl sevdiği oldukça şaşılası)
(ayrıca kabul iç sorunlardan pek bahsetmemiş. ama yazı erdoğan ve dış politika ağırlıklı -özellikle arap dünyası- hem tipik türk işi içerde -evde- kavgalı dışarı ise güçlü-mutlu-beraber görünme çabamızı erdoğan da sürdürmüyor mu ki?..)
(ilk sayfanın sonunda niye "portrait of kurdish rebels" albümüne link var,bunu ise bilemeyeceğim...)

-

diğer bir gözüme çarpmışken-aklıma takılmışken konusu da... şu fotoğrafın rengi mi denir dokusu mu denir.. bu editlenmiş gri tonlar... (sırf grilik değil de, kelime dağarcığım gayet kıt ki tanımlayamadım) adı herneyse bu birşekildekoyulaştırmametodu, isviçre dergilerince de çok kullanılan -bu kullanım sıklığından anladığım kadarıyla çok beğenilen/sevilen bir düzeltme şekli.  hiç sevemiyorum oysa ben.





ve son olarak çok kısasından: pro-islamic, neo-Ottoman... çok çakma kelimeler gibi durmuyor mu?


.

No comments: