Sunday, November 13, 2011

eni konu deneysel takılıyorum

sıkıntı bastıkça, teslim tarihleri yaklaştıkça ben kendimi mutfağa atar oldum. abuk sabuk icetea aromalarından, mavi-mor ekmekten, pirinç unlu-kırmızı fasulye ve elma püresi ezmeli pastamsı kekimsiden ve daha antin kuntin yemek denemelerinden sonra şu ara kefire sarmış durumdayım. bi lokmalık kefir tanesine yaptığım süt yatırımının da haddi hesabı yoktur sanırım. ilk başta istanbuldan geldiğim gibi yapmayı unuttuğum için canlandırana kadar ve süt-kefir oranını buldurana baya bi çabaladım. bi sütü fazla geliyor ekşi süt oluyor, bir az geliyor yoğurt oluyor, yok yeterli sarıp sarmalamamışım, yok okuldan gelene kadar 16yı bırak 24-30 saati geçmiş.... derken ben bir haftalık blok ders için şehir dışına giderim. gitmeden internetten gayet az yaptığım araştırmama sonucu (ilk çıkan sayfaya inan) bi kaba su koyup kefiri içine atıp buzluğa terkettim sevgili kefirdanesini... döndüğümde de misafirdi şuydu buydu derken danecik bana küsmüştü. tekrar canlansın diye şımartmalar falan derken araya başka bi şey giriyor, düzenli yapmayınca da hemen alınıp küser gibi oluyor bu kefir tanesi. kar tanesi kadar hassasmış meğersem.

böyle işte o da canlı diyip öldürmeye kıyamıyorum. ev hayvanımmış gibi besler oldum, eni konu sütlere bakıyorum markette hmm bu sefer de şu sütü mü denesem diye. hatta ara ara ona ayrı bana ayrı süt aldım -şu alınganlık dönemlerinde- bana ucuzu, ona işte pastörize kaliteli falan.

böyle garip bir ilişkiyle kabullendim yani kendisini, sardunyadan sonra kefir için de dertleniyorum artık eve uğramadığım zamanlarda.


aslında basit kefir yapımı. tavsiye ederim. doğrusunu söylemek gerekirse, tadını pek sevmedim ben. ama işte soğukken içiliyor. internette gördüğüm kadarıyla peynir, krema, ve tereyağımsı şeyler de yapılabiliyor kefirle. çok mantıklı buldum ama bunları istanbulda denerim ancak, malesef ki evimize hijyen konusunda hiç güvenmiyorum.
mesela şu iki adres yardımcı olabilir -kendime de not,istanbula gidince anneyle yapılacaklar-
http://users.sa.chariot.net.au/~dna/kefir_cheese.html

taneler nasıl birşey, kefir denen içecek neye benziyor (ayranın kıvamlısı,ve daha tatlımsısı) yapılışı falan gibi resimler için hatta kefir yapımı için şurası yardımcı olur gibi, ben demin gördüm
http://mygardenismyhappyplace.blogspot.com/2009/08/art-of-kefir-making.html

çok sanat falan değil kefir yapımı. sadece dikkat edilmesi gereken konular var, ve aslında mutfakla-ya da gıdayla (food science)- biraz haşır neşir olanlar tahmin bile edebilirler.


  • metal kesinlikle değmemeli. dolayısyla plastik süzgeç ve mümkünse plastik kaşık falan kullanılmalı.
  • cam kavanoz kullanmak,mümkün mertebe steril/temiz alet edevat kullanmak, ılık bir köşede bekletmek, sarıp sarmalamak, karanlık ortam yaratmak fermente süt ürünlerinin olmazsa olmazı zaten.
  • kefir tanesini mayalama yapmazken su içinde ve dolapta, en fazla iki gün bekletmek (sonrasında aktivitesini zamanla yitiriyor)
  • uzun süre saklama için... emin değilm bir buçuk hafta buzlukta saklanabiliyor denediğim kadarıyla ama, aktivitesi azalıyor. kurutma demişler ama ayakkabılarla dolandığımız şu evde ben öyle bişeyi denemem, bilemiyorum...



galiba bu kadar dikkat edilmesi gerekenler.


kefir nasıl yapılır konusundaysa... bende mesela şu anda sadece bir yumakcık kefir tanesi kaldı, yaklaşık 2x3cm boyutlarında. ancak bir bardak-300ml lik sütü mayalayabiliyor yavrucak. daha fazlası ekşi süt olarak kalıyor. daha fazla kefir daha fazla sütü mayalar, zamanla da çoğalıyor ama ben işte bir türlü büyümesine imkan tanıyamadım düzenli mayalayamamaktan ötürü.
neysei kısaca, ılıttığımız süte 30 C falan (oda sıcaklığı diyorlar ama bence oda sıcaklığından biraz daha ılık olması daha iyi) kefiri atıp kavanozun ağzını kapayıp, sarıp sarmalıyoruz kavanozu. amaç mümkün mertebe ılık tutmak, karanlık ortam) sonra da kalorifer yakınına, ya da güneş alıyorsa pencere önüne (pencere kapalı olmalı ki sarmanın bir mantığı olsun) koyup ortalama 14-16 saat falan bekliyoruz. fazla olsa da olur, bakınca anlarsınız zaten. kıvamı birazcık yoğunlaşmış oluyor.
sonra süzüyoruz, süzgeçte kalan kefirciğimizi suyla bir güzel yıkıyoruz, çok klorlu falansa musluk suyu içme suyuyla yıkamayı öneriyorlar. sonra hemen tekrar mayalamayacaksak su dolu kapta, ağzı kapaı bir şekilde buz dolabında bi iki gün dinlenmeye bırakıyoruz.

böyle bir şey.

kefir şu anda mayalanmada olduğu için resim çekemiyorum, rahatsız oluyor paşam...




ne acayip, hiç gıda ya da yemek gibisinden bir etiket açmamışım. bahsetmemişim demek deneysel çalışmalarımdan.

No comments: