Tuesday, July 19, 2011

istanbul on my mind...


ve adalarla başlayalım...













ben her geldiğimde gök boşaldığı için bulutlar genelde arka fon istanbula dair fotoğraflarımda...


yarın sabah son sınavım var, zor olacak fakat benim tek düşünebildiğim perşembe. o kadar isyan ettim, biletlerim elimde patladı, planlarım yalan oldu, birden yine isyan edip istanbul yolcusu oluverdim ani bir kararla. heyecanlıyım, 4 yıldır temmuz sıcağı görmemiş bir insanım 30 derece nasıl bişeydi, peki ya o istanbul nemi?
bugün sabahlayacak olsam da yatcaz kalcaz istanbulda olcaz şeklinde avutabilirim kendimi di mi?
bu sınavdan kalırsam nası güzel kapak olur bana....



http://www.demirhanbaylan.net/DBArsiv/025%20CENNET_db.mp3


denize girebilmek ne büyük bir nimetmiş. zürihte tamam hava güzel oldu mu kuğular gelip seni kışkışlamadığı sürece her yerden suya girebiliyosun, ama... mesela nehirde (limmat) yüzmek yok aslında, öyle kokoşlar gibi akıntıya bırakıyorsun kendini,  sonra müsait bi yerden karaya çıkıp geri yürüyorsun ayaklara artık ne batarsa bahtına. göl ise tuzsuz muzsuz serinlik etkisi veriyor tamam da yüzmüş hissi vermiyor bana. ayrıca çıkınca kum yok taş yok midye yok...boş olan her yere serilebilmek güzel bir özgürlük ama çim toprak asfalt beton... keyif kaçırıcı...








fakat gel gör ki saçma bi endişe başladı bende ilk defa. ben ordayken aylardır zar zor yaşatmayı başardığım çiçeklerime ne olacak? evdekiler zerre sallamaz, benciller zaten... bir haftadır tencerenin biri ocağın üstünde duruyor, yıkamadım bilmiyorum hangisi kullanmış onlar da yıkamıyor. en kötüsü beni evden soğutan, el sabunu bitti banyoda,ben kendime aldım sinirlendiğim için hala almadı bunlar. off ne güzel bişey sonunda eve gidecek olmak...
zürihteki eski evimi de özledim, istanbulu özlemenin yanı sıra.....





.



.

No comments: