Monday, August 23, 2010

'ihtiyaç molası'

Yol, kendine bir yer bulamamış kişinin özlemidir.
Yerini yitiren kişi yola çıkmak zorundadır.
Her yola çıkış, çıkılacak yeni yolların sorumluluğunu da getirir.
Yola bir kez çıkmış kişi, dursa bile, artık, hep, yolda kalacaktır.
Kendi yolunu bulamayan, bütün yolları boşuna yürür.
Yolunu kendin yürüyebilmek için, yönünü kendin koymak zorundasın.
Sahici yürüme, yol açmadır.
Yola çıkan kişinin tek ‘yardımcı’sı, yolu, yanında, onunla birlikte yürüyendir. -yoldaştır.
Her (yeni) yol için temel belirleyici, (eski) bir yolun sonuna dek yürünmesidir.
Yer de, yön de, yol da bilinçtir.
Özgürlük budur belki de: Sürekli bir yersizlik, sürüp giden bir yol…









Kişi yaşamı boyu ,bir yerde takılıp kalıp, yolda olduğunu sanabiliyor, ya da , ters taraftan , sürekli yürüdüğü halde bir yerlerde durduğunu

No comments: