Sunday, September 27, 2009

it's a disease and you've caught it

şımarık bir tembellik çekiyor canım. dünden hazırlık yaptım üstelik, kabak tatlım var yeşil mercimek yemeğim var yatağımda yımşacık bi battaniye, film ve kitaplarım elimin altında.. (bir annem eksik,ama efkar yazısı olmayacak bu) beni bıraksınlar böyle bir süre, sıkılmam. ama kötü olan bu durumdan sıkılmadığımı insanlara anlatamamam. istemiyorum partiye içmeye falan gitmek , şu hazırladığım ortamdan daha güzel bir teklifiniz varsa itiraz etmem. gel tiyatroya gidelim deyin eyvallah der sonunda çıkarım evden. hoş sonunda dediğim de zaten geçen cuma gelmişim bir hafta olmuş, o bir haftanın da sadece şu cuma öğle sonrasından beri evdeyim keyif modundayım. (keyif modundayken hüzünlü filmler izlememeliyim)

neyse diyeceğim o ki (yüzlerine karşı diyemedim bunu,desem n'olcak?bilmiyorum, çekindim) evet diyeceğim o ki biraz benle bırakın beni, istemiyorum parti istemiyorum yeni insanlarla tanışmak ben daha hali hazırda tanıştıklarımın adını aklımda tutamazken.. geçecek hem bu da


No comments: