"ah azizim bizim zamanımızda neler vardı" diye bana dedirtecek şekilde sadece bir kaç yıl içinde geçirilen bazı değişimleri ne kadar hayra yormak lazım, şüpheyle yaklaşıyorum.. gençlik kampları yaa, ne güzeldiniz siz. ne ucuz ama bir o kadar da imkan doluyudnuz, ne kadar heyecan verici ne kadar kuyruklarda bekleticiydiniz ve sonunda ne kadar masalsı, hadi tamam gerçekçi olalım ne kadar hikaye dolu ve komik bir şekilde dünyanın küçüklüğünü ispatlayıcı.. mardin, artvin, diyarbakır, trabzon , rize, mezopotamya,yayla; yanındakini göremediğin sis, geceleri gemilerin geçtiği bozkır...
gittiğim yerlerden birinin resmine raslayınca birden çok özledim o kampları. özellikle efsane mardin kampı...
gerçi bu kayıt için bekleme olayı da deniz kenarına gitmeyi isteyenler yüzündendi sanırım, zira hiç karadeniz+doğu-güneydoğu anadolu buralardaki kamplara gayet de yer rahat kaydolunuyordu da işte beklemesi vardı sırada.
mardin diyecektim, anlatacaktım ama artık olmayan -ya da eskisi gibi olmayan diyeyim- kamplara takıldım kaldım, rsimlerle boğuştum olmadı hevesin kaçtı, bitti gitti.
Saturday, January 28, 2012
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment