çünkü hiç unutmam hiç unutmam hiç unutmayın"
haber de evrensel.net'ten (devamı: http://evrensel.net/news.php?id=48038 )
"İstanbul Feminist Kolektif, Kadınlarla Dayanışma Vakfı (KADAV), TEPAV ve Psikiyatr Cem Taylan Erdem’in katkılarıyla yapılan araştırmada 24 köyde 720 kadına ulaşıldı. Kadınlarla birlikte filmler izlendi, söyleşiler yapıldı. Sonuçlar çarpıcı bir biçimde Van’daki insanların yaşam mücadelesini ortaya koyuyor.
Raporda ifade edilenlere göre,
-Köylerden sadece birinde kanalizasyon sistemi var, su yok. Temizlik ve bakım yapılamıyor.
-Rapora göre Van’da sadece 3 köyde sağlık ocağı var, bunların içinde de yalnız Alaköy sağlık ocağı tam hizmet veriyor.
-İlaç temin edilemiyor.
-Kadınlar sürekli düşük yapıyor ve doğum kontrol yöntemlerinden habersizler.
-Kız çocukları okula gönderilmiyor.
-Ulaşım ciddi bir sorun teşkil ediyor.
-Kadınların eskiden köylerindeki sağlık ocaklarında doktor, ebe ve hemşirelere aile içi şiddeti anlatabiliyorlardı. Ama aile hekimliği uygulamasından sonra bunu yapamaz oldular...
-Erken yaşta evlilikler çok yaygın olduğu için yeni evlenen genç kadınlarda düşük oranı çok yüksek.
-Doktorlara duyulan güvensizlik had safhada. Kadınlara hastanelerde kötü muamele uygulanması kadınları hastanelerden hizmet alma konusunda isteksiz kılıyor.
-Deprem dolayısıyla kadınların ekmek pişirdiği tandırlarda kırılma ve çatlamalar oluşmuş, Van Valiliği ve Hayata Destek Derneği zarar gören tandırları kısmen onarmış veya yeniden yapmış. Ancak artçı depremler ile yine zarar gören tandırlarda ekmek yapan kadınlarda toz ve dumandan dolayı üst solunum yolları hastalıkları ciddi oranda baş gösteriyor.
"İstanbul Feminist Kolektif, Kadınlarla Dayanışma Vakfı (KADAV), TEPAV ve Psikiyatr Cem Taylan Erdem’in katkılarıyla yapılan araştırmada 24 köyde 720 kadına ulaşıldı. Kadınlarla birlikte filmler izlendi, söyleşiler yapıldı. Sonuçlar çarpıcı bir biçimde Van’daki insanların yaşam mücadelesini ortaya koyuyor.
Raporda ifade edilenlere göre,
-Köylerden sadece birinde kanalizasyon sistemi var, su yok. Temizlik ve bakım yapılamıyor.
-Rapora göre Van’da sadece 3 köyde sağlık ocağı var, bunların içinde de yalnız Alaköy sağlık ocağı tam hizmet veriyor.
-İlaç temin edilemiyor.
-Kadınlar sürekli düşük yapıyor ve doğum kontrol yöntemlerinden habersizler.
-Kız çocukları okula gönderilmiyor.
-Ulaşım ciddi bir sorun teşkil ediyor.
-Kadınların eskiden köylerindeki sağlık ocaklarında doktor, ebe ve hemşirelere aile içi şiddeti anlatabiliyorlardı. Ama aile hekimliği uygulamasından sonra bunu yapamaz oldular...
-Erken yaşta evlilikler çok yaygın olduğu için yeni evlenen genç kadınlarda düşük oranı çok yüksek.
-Doktorlara duyulan güvensizlik had safhada. Kadınlara hastanelerde kötü muamele uygulanması kadınları hastanelerden hizmet alma konusunda isteksiz kılıyor.
-Deprem dolayısıyla kadınların ekmek pişirdiği tandırlarda kırılma ve çatlamalar oluşmuş, Van Valiliği ve Hayata Destek Derneği zarar gören tandırları kısmen onarmış veya yeniden yapmış. Ancak artçı depremler ile yine zarar gören tandırlarda ekmek yapan kadınlarda toz ve dumandan dolayı üst solunum yolları hastalıkları ciddi oranda baş gösteriyor.
...
-Kadınlar gebelik testi edinemiyor, korunma yöntemlerini bilmiyorlar.
-Kadınlar gebelik testi edinemiyor, korunma yöntemlerini bilmiyorlar.
-Kadınların hamilelik süreci çok ağır geçiyor.
-Kadın ve çocuk ölümlerinin arkası kesilemiyor.
-Doğumlar genelde evde oluyor. Kadınlar doktorlara kendini ifade edemiyor.
-Kadınlar için cinsellik ve regl adeta bir tabu. Örneğin; regl ve kadınların günlük akıntılarının hastalık olduğunu veya reglin kadınlara Allah’ın verdiği bir ceza olduğunu düşünenler var.
-Hastaneler köyden gelenlerin tahlil randevularına öncelik vermiyor. Muayene olmak, tahlil yaptırmak ve tahlil sonuçlarını almak için kadınlar günlerce şehir merkezine gidip gelmek zorunda bırakılıyor. Kadınlar ilaç temininde zorlanıyor. Kadınlarda meme kanseri çok yaygın görülüyor."
van kahvaltısından bahsederken bi de van hatırlansa arada derede niyetine
No comments:
Post a Comment